ProjelerYayınlar

KLİNİKİLETİŞİM 22. SAYISI YAYIMLANDI

okumak için tıklayınız.

3 Kadından Biri Cinsiyet Temelli Şiddet Görüyor

Mart ayı iki özel günü barındırıyor; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 14 Mart Tıp Bayramı.

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER)’nin 2021 yılı Kongre kitabında yayımlanan Hak Temelli Yaklaşım ve Kadın Sağlığı adlı makale, günümüzde kadın hakları ve sağlığı konusunda kapsamlı bir perspektif sunuyor. Bu kritik konuda vazgeçilmezimiz olarak İstanbul Sözleşmesi yer alıyor.

İstanbul Sözleşmesi 4 temel alanda devletlere sorumluluk yüklüyor: Kadınlara yönelik şiddeti ve ev içi şiddeti önlemek; şiddete maruz bırakılan kadınları ve çocukları her tür şiddetten korumak, failleri kovuşturmak; uygun, yeterli düzeyde koruma ve destek mekanizmaları oluşturmak; kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda bütüncül politikalar geliştirmek.

3 Kadından Biri Cinsiyet Temelli Şiddet Görüyor

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Akın tarafından hazırlanan ve HASUDER’in kongre kitabında yayımlanan makaleye göre; her 3 kadından biri cinsiyet temelli şiddet görüyor. Yaşam boyu annelik nedeni ile ölme riski; Avrupa kıtasında ortalama 3 bin 300 kadında 1 iken Afrika kıtasında ortalama 40 kadında 1 olarak kaydediliyor. Önlenebilir anne ölümlerini engellemenin belki de en kolay yolu ‘riskli gebeliklerin-aile planlaması yöntemleri ile önlenmesidir’.

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddeti bir insan hakları ihlali ve ayrımcılığın bir türü olarak kabul ediyor. Eğer cinsiyet temelli şiddete karşı yeterli tepki verilmez ise devletlerin, bundan sorumlu tutulacağını vurgulanıyor.

İstanbul Sözleşmesi Uygulanmalı

Hükümetin, İstanbul Sözleşmesi hükümlerini en kısa sürede ve aktif şekilde uygulaması gerektiğine kuvvetle inanıyoruz.

Sağlık sadece bireysel bir sorumluluk değil; devlet – hükumetler ve sağlık hizmeti verenlerin sorumlu olduğu bir süreç.  Sağlığın geliştirilmesinde ilerleme, ancak ülke içinde ve ülkeler arasında var olan eşitsizlikleri gidermekle, hak temelli hizmet verilmesinin garantilenmesi ile sağlanabilir.

14 Mart ve Büyük G(ö)REV Eylemi

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve tabip odaları, bu sene 14 Mart Tıp Bayramına, “Emek Bizim Söz Bizim” başlıklı mücadele programı kapsamında Büyük G(ö)REV Eylemi ile girdi. Hekimler, 10 acil taleplerini açıkladılar. Şöyle:

Sağlıkta Şiddet Yasasının çıkartılması, temel ücret düzenlemesi, Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin haklarında düzenleme, Aile hekimi maaşlarının yükseltilmesi ve Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliğinin geri çekilmesi, işyeri hekimlerinin şartlarının iyileştirilmesi, bütün emekli hekim maaşlarının artırılması, COVID-19 “illiyet bağı” aranmaksızın meslek hastalığı sayılması, malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi ,hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmesi.

Bu 10 talep, sağlık çalışanlarının yıl içerisinde mücadelesini verdikleri temel konuların kısa bir özeti aslında. En kısa sürede karşılanmasını diliyoruz.

Keyifli okumalar dilerim.